Kuzey Kıbrıs’ta hasta haklarının tanıtılması ve yasal mevzuatta yer alması için çalışmalar yürüten Evrensel Hasta Hakları Derneği 1-7 Nisan Kanser Haftası dolayısıyla bir basın bildrisi yayınladı. Açıklama şöyle:
Ülkemizde hergün artan kanser vakaları ile birlikte toplum sağlığının korunması adına yeterli koruyucu tedbirlerin alınamadığı endişesi de artmaktadır. Halihazırda tanısı, tedavisi ve takibi ile en zorlayıcı hastalıkların başında gelen kanserin, ülkemizde hemen hemen her ailede görülmeye başlanması ile kanserle mücadelenin öncelikle önleyici boyutuyla ele alınması gerektiğini düşünmektedyiz.
Evrensel hasta haklarının birinci sırasında bulunan “koruyucu tedbirlerin alınması hakkı” kanser gibi çevresel faktörlere birebir bağlı olan rahatsızlıklar oluşmadan önce tüm çevresel faktörlerin hastalıkları tetikleyici tehditlerden arınması demektir. Ne var ki ülkemizde, çevre ve toplum sağlığı için elzem olan denetimler yeterli ve etkin yapılamamaktadır.
Konu ile ilgili görüşlerine başvurduğumuz Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Fuat Türköz Çiner de koruyucu tedbirlerin alınması hakkının ihlal edilmemesinin kanserle mücadelede hayati olduğunun altını çizdi. Özellikle gıda tüketiminde ülkeye Güney ve Türkiye olmak üzere iki tane giriş yolu olduğunu, hem yerel ürünlerin hem de bu iki giriş yolundan gelen ürünlerin denetlenmesi için de denetçi sayısının artırılması gerektiğini söyledi.
Etkin denetleme yöntemlerinin mevcut olduğunu, bu yöntemlerin ülkemizde de uygulanabilmesi için insan kaynağının artırılması gerektiğini söyleyen Dr. Çiner, tedaviye erişim hakkından yararlanma konusunda kanser hastalarının durumunda son birkaç yılda iyileşme olduğunu söyledi.
Devlet hastanesinde onkoloji tedavisi konusunda ciddi sıkıntılar yaşanmadığını söyleyen Çiner, hastalar için en önemli olan konunun tedavinin devamlılığı konusu olduğunu, bunun için de istihdam edilecek onkologların adada kalmasını saylayacak şartların oluşturulmasının elzem olduğunu vurguladı. Tıbbi onkolog eksikliğinin giderilmesi gerektiğini ama var olan koşullarda da Türkiye’den gelen tıbbi onkologların tedavi şeması hazırladığını ve bu şemayı farklı dallardaki uzman hekimlerin uyguladığını belirten Çiner bunun evrensel bir uygulama olduğunu söyledi. Uzmanların bilgilerini sürekli yenilemesi gerektiğini de vurgulayan Çiner bunu yapabilmek için de çalışma şartlarının çok önemli olduğunu ifade etti.
Koruyucu tedbirlerin alınması hakkının bir diğer boyutunun da istatistiki olarak ülkede kaç kanser hastası bulunduğu verisinin yanında, kansere bağlı ölümlerin oranının da bilinmesi ve eğer dünya ortalamalarının çok üzerinde bir durum varsa kapsamlı devlet politikasının üretilmesi gerektiğini söyleyen Çiner, hastanın mahremiyet hakkı korunarak kanser hastalığının bildiriminin zorunlu kılınması gerektiğini ifade etti.
Evrensel Hasta Hakları Derneği olarak bizler de, kanserle mücadele eden hastalara ve yakınlarına, bu mücadelelerinde onlara yıllardır en büyük desteği sağlayan Kanser Hastalarına Yardım Derneği’ne, bu alanda özverili çalışmalarıyla hekimlere ve sağlık çalışanlarına dayanışmamızı ifade eder, kanserle mücadele konusunda atılacak adımların destekçisi, hasta haklarının korunması konusunda verilen hizmetlerin yakın takipçisi olacağımızı ifade ederiz.
Kıbrıs’ın Kuzeyinde hasta ve hasta yakınlarının haklarının korunması için 2002 yılında kurulan Evrensel Hasta Hakları Derneği (EHHD), Mart 2016 itibarı ile de hasta hakları savunuculuğunu merkeze alan “Hastanın Sesi” projesini yürütmeye başladı. AB tarafından finanse edilen ve EHHD tarafından yürütülen “Hastanın Sesi” projesi, yurttaşların yüksek menfaatinin korunması ve haklarının tesis edilmesi için çalışmalar yürütmektedir