[vc_row][vc_column][vc_row_inner][vc_column_inner][vc_column_text]Kurulduğu ilk günden beridir en temel insan hakkı olan yaşam hakkının ayrılmaz bileşeni hasta haklarının korunması ve yasallaşması için mücadele eden Evrensel Hasta Hakları Derneği, dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan Kovid-19 salgını ile mücadelede, yasaların öngördüğü kural ve yükümlülüklerin yerine getirilmesinin hayati önemde olduğuna vurgu yaptığı açıklaması şöyle:
Dünyanın birçok ülkesinde yönetim mekanizmaları “Kovid-19 salgınına hazırlıksız yakalandık” dese de, ülkemizde salgına karşı mücadelede ortaya çıkan yönetim zafiyetlerinin bu açıklamalar örnek gösterilerek meşrulaştırılmaya çalışılması, krizin etkin ve şeffaf yönetiminin de önünde ciddi bir engel teşkil etmektedir.
Ülkemizin sağlık altyapısı yetersiz olsa da, böylesine bir krizin içerisinde, toplum sağlığının en önemli unsur olduğunu ve korunması için de gerekli tüm kaynakların sağlığa aktarılmasının önemini anlamak için geç değildir. Bu denli bir halk sağlığı krizinde, atılması gereken doğru adımları atarak sistemi olumlu yönde dönüştürmeye başlayabiliriz. Yapılacak en doğru şey, salgın hastalık dönemlerinde kullanılmak üzere oluşturulan ve Aralık 2018’de yürürlüğe giren “ Bulaşıcı Hastalıklar Yasası”nda belirlenen , adımların atılmasıdır. Bahsedilen yasada süreci yönetmede yetkinin kimde olacağı açıkca belirtilmektedir.
Yasa’nın 7. maddesi kapsamında, salgın hastalık döneminde Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulacak Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, yasa çerçevesinde oluşturulacak diğer komitelerin koordinasyonunu sağlamak yanında, sürveyansta bilgi akış sistemi ve bildirim ağının etkin işlemesini ve bu çerçevede bilginin tek tip ve standart olmasını sağlar. Burada önemli olan husus, bizzat sahada olan kişilerin bu sürece bağlayıcı olarak yön verici olmasıdır. Yasada çalışma esasları net olarak belirlenmiş olan bu komitelerin işlevselliği için gerekli tüzüklerin hazır olduğu bilgimizdedir.
Ancak gelinen süreçte, hale hazırda var olan “ Bulaşıcı Hastalıklar Yasası” altında yer alan Komitelerin etkin hale getirilmesi yerine, kriz yönetimi kapsamında yasal zemini ve bağlayıcılığı olmayan, sadece danışma fonksiyonu gören komite ve kurullarla salgın sürecini yönetmenin, hem bu kurullarda görev yapanların motivasyonunda, hem de halkın yöneticilere olan güveninde sıkıntı yarattığı aşikardır.
Yaşadığımız bu zor süreçte yönetenlerin yasal çerçevede hareket etmesi, sadece hukuğa uygunluk gereği değil, işlevsellik açısından da önem taşır. Salgınla ilgili tek bir merkezden bilimsel veri ve sonuçların toplanması, topluma tek bir kaynaktan güvenilir bilgi aktarılması krizin daha etkin yönetilmesi açısından hayati önemdedir.
Kovid 19 mücadelesinde başarılı olabilmemiz için bizi yönetenlerle halkın birlikte hareketi, işbirliği ve dayanışması çok önemlidir. Yönetenlere karşı oluşan güvensizlik duygusu daha da derinleşirse, halkın uzmanların önerilerine ve yönetenlerin koyduğu yasak ve kurallara uymak konusunda salgınla mücadele edebilme motivasyonu çok kolay zarar görebilir.
Evrensel Hasta Hakları Derneği olarak bizler, Mart ayında Sağlık Bakanlığı’na yapmış olduğumuz çağrımızı yinelemek isteriz. Salgınla mücadelede kaybedilen zamanı geri almak için, bizzat bu alanda sahada olan sağlık uzmanlarının, bağlayıcı olarak bu sürece yön verici olabilmelerini sağlayacak olan Bulaşıcı Hastalıklar Yasası altındaki mekanizmaların işletilmesini ve ilgili komitelerin ivedilikle işlevsel hale getirilmesini talep ederiz.
Kıbrıs’ın kuzeyinde hasta ve hasta yakınlarının haklarının korunması için 2002 yılında kurulan Evrensel Hasta Hakları Derneği (EHHD), Aralık 2018 itibarı ile hak izlemesini merkeze alan “Hastanın Sesi II” projesini yürütmeye başladı. AB tarafından finanse edilen ve EHHD tarafından yürütülen “Hastanın Sesi II” projesi, hasta ve hasta yakınlarının yüksek menfaatinin korunması ve haklarının tesis edilmesi için çalışmalar yürütmektedir.[/vc_column_text][/vc_column_inner][/vc_row_inner][/vc_column][/vc_row]